YENGEÇ Burcu ; zodyak’ da ki ilk su işareti ve doğal zodyak
çemberinin en altında ki yerdedir. Bu hayatta çok şey yapmamıza sebep olan ; aile
olma ve beslenme. Hayatta kalmak ve nesli devam ettirmek bir içgüdüdür.
Hayat anne rahminde başlar ; zengin yemekler, biraz
hareket ve katkı maddesi yok, her şey doğal ve akışında...
Hayatı aslında bir
bebek taşıyor gibi yaşamak lazım, öyle itinalı ve öylesi kutsal.
Şarkılar,
annenin sesi, uğultular derken huzurlu bir uykudan aşağıya doğru çekiliriz,
özgürlük zamanıdır, anne bebeğe bebek anneye kavuşur. Güler, koruyucu olur, onu kalp seviyesinde hep kucaklar ve
besler. Küçükler yürümeye başlar, heyecan çığlıkları evde mutluluğa dönüşür,
düşer, kalkar, okula gider, evden ayrılır, aşık olur, dünyada ki bir ülke
vatandaşı olarak yaşamaya başlar onun içinde görev alır, sorumluluklar
yüklenir, bir yer , bir konum ve bir titre sahip olmaya çalışır, kültürü, inancı
yüklenir, hayalleri, mirası taşır ve bu bir döngüdür, kendisi de ileriye
taşımak için aynı mücadeleyi verir ve her şey tekrar bu döngüde başa döner.
Yengeç dendiğinde ; değerli anılar, foto albümleri, aile
toplantıları, yaşanan yer/evimiz akla gelir. Hayatta iyi geçirdiğimiz her şeyi
bir araya geldiğimiz de hatırlıyoruz veya bundan sonra gelmek/yapmak istediklerimizi
de yine aynı şekilde paylaşıyoruz.
Yengeçler, kendi işleri
söz konusu olduğunda ya da koruması gereken bir mevzuda sert ve kesici
olabilecekleri gibi bazen çok hassas ve kırılgan da olabilirler. Bazen muhtaç
durumlarda da katı gözükebilirler. Çok kırılgandırlar ve tekrar aynı şeyleri yaşayabileceğini düşünerek o kişi veya durumla irtibatı tamamen kesebilirler.
Beklentileri anlarlar, söylenen bir sözün alt başlıklarını
çabuk kavrarlar, bunu söyledi ama altında böyle bir şeyi de kast etti diye... çıkarımları çokça vardır. Çok alınırlar, kendilerine yansıtılmış bir durum gibi hissederler.
Mükemmel sezgileri vardır, neyin geleceğini görürler. En iyi
sonuca ulaşabilmek için güçlü olan seçenekleri tercih ederler. Onlar yan yan
giderler bu aslında olayları bir çerçeveye alıp onları tüm yönleri ile görebilmeyi
istemelerindendir, hata yapmaktan korkarlar, eleştirilmek ve ayıplanmak onları
çok yaralayıp-kırar.
Onlar yeni bir bebeği
dünyaya getirme misyonu ile yüklüler ve bu yeni bir projeyi hayata geçirme
başarısını içgüdüsel olarak taşımalarına sebeptir. Hamilelik gibi uzun zaman alan, uzun bir yol olan, bazen can sıkıcı ama sonuca da illaki ulaşılan.
Aile ve aile ilişkileri üzerine kurulan işletmeler, yatırımcılar,
parayı borsaya taşıyanlar, gen bilimciler, restaurant işletmeciliği yapanlar,
şefler, aşçılar, bayilikler, her türlü bakım merkezleri, çocuk evleri, dadılar,
mutfak ile ilgili konular, mutfak ürünleri satanlar, ev dekorasyonu ve
güzelleştirmek için hizmet verenler, fotoğrafçılar, antika işleri ile
ilgilenenler, öğretmenler, kendi küçük işletmesini/ aile şirketini kuranlar,
tatil planlayıcısı ve organizasyonu yapanlar, doula/doğum koçu, spa, su ve süt ürünleri ile uğraşanlar, onların temsilindedir.
Yaz gündönümü onunla birlikte gelir, güneş-deniz-kum
üçlüsünü haber verir, mezuniyet ve diploma sevinçlerini partiye dönüştürme
zamanıdır, yaşadığımız ülkenin yükselen burcudur. Geleneksel bir aile işleyişi, aile ortamı, desteği
ve gözetiminde büyüyor , yetişiyoruz, sonra
kendi ailemizi kuruyor hem onları hem de yaşlıları beraberimizde koruyup/
kolluyoruz, bu böyle devam edip- gidiyor.
Kumsalda koşmak, sabah egzersizleri ya da tempolu gece
yürüyüşleri, hafif yemekler, bol sebze ve meyve, dondurma kaçamakları … sıcaktan
bunalınca köpüklü bir duş, şile bezi narin havlulara sarılmak, ardından bir
yasemin ya da müge çiçeği kokusu ile onu taçlandırmak, soft renkler ve narin
pamuklu kumaşlar, saçlarda ışıltılar ve
parıltılar … akşam esintisi düştüğünde fırından
gelen miss gibi limonlu kek kokuları meşhur bitmeyen 5 çayı muhabbetleri … Yaz
zamanı, Tatil zamanı, Yengeçlerin zamanı…
Yıldız Gönüllü 21 Haziran 2017 18.00 pm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder